27 Mart 2015 Cuma

Aciz Ruhum

Hayatım fazlasıyla standarttır. Dershaneden çık ve babanın yanına git. Herşey o kadar ezberimde ki, aynı yolları gözüm kapalı gidebilirim.

Milim milim ezberlediğim kaldırımlar, çukurlar, binaların önünde duran eski hurda arabalar, sokakta oyun oynayan çocukların ismi, taksi durağında ki amcalar birbirlerine küs olan esnaflar, dedikoducu teyzelerimiz, mahallenin en güzel kızına aşık olan mahalle gençlerine kadar hepsini iyi bilirim. Çocukluğumun da orada geçmesi bunu biraz daha etkiliyor sanırım, bilmiyorum.

Ama bugün yürüdüğüm yolda bi farklılık vardı sanki. Kulaklığımı taktığım zamandan itibaren şarkıyla bütünleştim, dikkatimi çeken tek şey havanın bi anda kapanıp hunharca yağmur yağmasıydı. Sabah yaz havasını yaşarken evden mutlu çıkmıştım. Tabi ki ince şeyler giyerek. "Ah bu havaya aldanışlarım, güvenişlerim." deyip içimden mırıldanarak yürümeye başladım. Sokağa döndüğümden itibaren ne esnaflar, ne dedikoducu teyzelerim ne de oyun oynayan miniklerim vardı. Sanki yollar değişmiş, eski hurda arabalar veya kaldırımlar biran da yok olmuştu. Arkamı dönüp sokağın başlangıcına baktığımda ise taksi durağından eser yoktu. Bu durum beni korkutmaya başlasa da telefonumu hemen elime aldım ve babamı aramak için arama tuşuna bastım. Karşıda ki kadının sesini duyup tekrarladım, "aradığınız kişiye ulaşılamıyor." Şimdi ne yapacağım diye ürkek ürkek etrafa bakıp yürümeye başladım. Sanki bu yolları biliyor ve kendime yön veriyordum. Ağladığımı fark etmiştim ama umursamazca attığım adımlara devam ettim. Korka korka, yolun sonunu bilmeden devam ettim.

Kulaklığımdan müzik sesleri geliyordu "Öyle bir yağsın ki yağmur, gözyaşlarım görülmesin. Kimsesizliğim bile, yağmurdandır zannedilsin."
En sonunda bir bank gördüm ve oturdum. Islak olmasına rağmen umursamadım zaten sırılsıklam olmuştum. Ne yapacağımı bilmeksizin düşünüp durdum. Güneş bir anda yeniden açmıştı, etrafım bir anda cennet bahçesi kadar güzelleşmişti, bir anda nerede olduğumu unutup sevinç çığlıklarıyla ağlamaya başladım. Belime dolanan bir el, ciğerlerime kadar çektiğim kokusu ve kulağıma fısıldanan tek söz "Hoş geldin sevgilim."
...
Alarm sesi...
Ne kadar acıklı ama.







26 Mart 2015 Perşembe

3 Günlük Hayat Bu Nasıl Olsa

Gece balkona çıkıp dertli dertli içilen sigara yok artık. Uzaklara bakıp "ah ulan kokusunu içime bile çekemedim." deyip hıçkırıklara boğulmak yok. Yatağıma uzanıp, hayallerimi duvarda izlemek yok.
Belki de en iyisi sabah uyandığımda yastığımın gözlerimdeki boyayla birleşmesi yok. Annemden "gene mi Özleyiş gene mi be kızım." deyip ağlamalarıma eşlik etmesi yok. "Sen yeter ki ağlama annem ben unuturum." deyip kendimi kandırmak yok. Unutmak zorundayım diye odalara kendimi kitlemek, mutluymuşum gibi davranmak yok. Yakınlarımın "iyi misin?" sorusuna kafamı evet anlamında sallayıp tebessüm etmek yok.

Vazgeçmek zorundayım dedim. Sen neler atlatmadın ki bu hiçbir şey senin için dedim. Toparlayacaksın en kısa zamanda dedim. Bu seferde hissizleştim. Tepkim sıfıra yakın. Gülüyorum ama aslında ağlıyorum. Yemek yiyorum ama yediklerimi sanki kusuyorum. Burnumdan fitil fitil getiriyorum. İlaçlarımı içiyorum, iyileşiyorum ama ölüme yakınım. En sevdiğim içimde doyasıya hissettiğim müzikleri dinliyorum ama duymuyorum. Farkındayım gülünç bir durum, birine anlatsam deli derler ama onlarda farkında. Ne yapmam gerektiğini ne onlar ne de ben biliyorum.

Boş ver 3 günlük hayat bu nasıl olsa...






25 Mart 2015 Çarşamba

İyi veya Kötü

Sabahın ilk saatlerinde uyandım ilk defa. Normalde hiç kimse beni bu saatte uyandıramazken ben isteyerek uyandım. Gözümü açmak için biraz uğraşsam da yatağıma oturup sessizliği dinledim. Büyük ihtimal babam ve ablam işe gitmişlerdi. Annem ise yanımda sessiz sessiz uyuyordu. Nefes alış verişini kontrol ettim ve alnına bir öpücük kondurdum. O benim tek dostum, sırdaşımdı. O yumuşak pandiflerimi giyerek yatağımdan kalktı. Gerinip banyonun yolunu aldım. Yüzümü yıkadığımda alerjimin geçmediğini fark edip bir daha lanet okudum. Bir an ki dalgınlığıma denk gelip kullandığım jelin son kullanma tarihine bakmayı unutmuştum. Yaralarım geçsin diye sürdüğüm halde yüzümü tahriş etmiş ve derisini soymuştu. Sinirlerime hakim olmak isteyip banyodan çıktım. Önceden ilk uyandığımda sevdiğim adamı düşünürdüm şimdi ise o adamdan eser yok. Bazılarının bu durum zoruna gitse de ben alıştım artık. Yanımda aşkından o kadar çok ağlayıp zırlayan insan var ki tepki vermeden sessizce dinler oldum. Çünkü bu durumların hepsini yaşım küçük olsa da aylar öncesinden yaşadım. İnanın bana bu acıdan ölünmüyor. Bazı acıların yanında bu hiçbir şey kalıyor. Özlediğiniz o kadar çok insan oluyor ki onları getirmek imkansızın da imkansızı anca siz onların yanına giderseniz bu özlem tamamıyla son bulur. Bunları düşünürken annemin uyandığını gördüm. Karşıdan öyle sıcak bir gülüş sergiledi ki işte dedim, benim tüm acılarımı yok etme sebebim. Gidip yanına kocaman bir öpücük kondurdum yanağına. O bile şaşırdı erken uyanmama. Bir trilyon para verseler genede bu saatte kalkmazdım. Ama ne olduysa oldu bugün sanki biri zorla tutup kaldırdı ya da uykumu açtı, anlayamadım. Belki de uyku tutmamıştır bilmiyorum.

Dün gece adını vermek istemediğim biri tarafından ağır sözler işittim. İşin açıkçası takmak istemesem de duyduğum sözler fazlasıyla ağırıma gitmişti. Kötü karakterli biriymişim, sevgim sıfırmış. Kime göre ve neye göre sevgim sıfır? Anlayamadım. Kendisini sevmediğim için duyduysam bunları teşekkür ediyorum ve saygı duyuyorum. Biraz adil oynamasını öneriyorum. İnsanlar hırslarına yenik düşüyorlar. Bir insanı üzmenin vebalini nasıl öderler bilemiyorlar. Şu zamana kadar kimse üzülmesin diye hep kendimi üzdüm ve kırdım. Beni bilenler bilir hep karşımdakilere elimden geldiği kadar yardım etmek istemişimdir. Bunları onların yüzüne vurmak değil amacım, asla. Sadece herkes karşısındaki insanı biraz düşünse neler hissettiğini bir nebze dahi olsa anlar. Ben babamdan ve annemden böyle terbiye aldım böyle yetiştim. Hırslarınıza yenik düşmeyin, lütfen. Nereden, nasıl incitirim, yeniden açarım yarasını diye düşünmeyin.

Bana karaktersiz diyen insana sesleniyorum. Karakterin dibe batmış, insanlıktan çıkmışsın kusura bakma.

Ben Kendime Ne Yaptım?

Karanlık odasında gözlerini tavana dikmiş öylece bakıyordu. Kafasının içindeki tüm sorular gün yüzüne çıktıkça kendini dış dünyadan soyutlam...