30 Mayıs 2016 Pazartesi

Seni Sevip Çekildim, Dedim Dünya Bu Kadar

Bugün,
bir sokağın anılardan bozma mermi olup göğsüme saplandığına şahit oldum.  Sokaklardan, caddelerden onlarca insan geçti, ben oturdum seni bekledim. Sen çıkmaz sokaksın. Bunu anlayalı orta yerde kalakaldım. Kıpırdayamadım.
Ben en çok ellerini sevdim, ellerinden yüreğime değen sevginin sıcaklığını. Ki gülümsemelerin, yüzümde papatyalar açtırırdı.
Sevmek güzel mesele. Asıl güzel olan böyle bir dünyada seni böylesine güzel sevebilmek, sevmeye devam etmek. Dünyayı güzelleştirmek.
Senden başka hiçbir şeyi senin kadar dert edinmedim. Ah! bu şarkılar getiriyor aklıma seni, bir de içimde yangınlar çıkaran sesin... İstedim ki bu kadar kolay bırakıp gittiğini duymasınlar. Beni hiç sevmediğini bilmesinler. Hayat mı kötü insanlar mı bilmiyorum, ama neyse o kötü olan şey çabuk duyuluyor, biliniyor. Saklamaya ne zaman ne de çare kalıyor. O an boğazımda bir düğüm oluştu. Bu kadar kişinin içinde değil dedim kendime. Yutkundum, yutkundum. Milyon kere yutkundum. Yine de geçmedi. Dişlerimi sıkarak ağlamama engel olmaktan, güçlü olmaya çalışmaktan, hiçbir şey yokmuş gibi davranmaktan çok yoruldum. O kadar suçladın ki beni kendimden utandım. O kadar haklısın ki o kadar olur.
Göğüs kafesimde bastırmam gereken şeyler var eğer bir gün dayanamazsam üzgünüm yanına gelmek zorunda kalacağım. Eğer bir gün ölmeden gömülmeye karar verirsem de, aklıma gelecek ilk yer yanın olacaktır.
Sevgilim, soluğundan ve sol yanağından öpüyorum...



23 Mayıs 2016 Pazartesi

Tuzla Buz

Yaşayabileceğim bütün hayatlardan vazgeçtim. Tek bir hayat için. Seninle birlikte olabilmek için. Bütün zorlukların üstesinden beraber gelmek vardı seninle, tüm olumsuzluklara rağmen birlikte ayakta durmak. Ama yapamadık tuzla buz olduk.  Bu ilişkiden geriye bir daha hiç geçilmeyecek sokaklar, hiç dinlenmeyecek çok güzel şarkılar dışında hiçbir şey kalmadı.

Senin şu göğsüme düşürdüğün özlem yok mu...
Seni dizime yatırıp, sevmek vardır ki şimdi, ne zaman düşünsem şuramı yakar. Keşke bazı acılar ellerimizden tutsa. Ellerin ellerimde yıllarca kör düğüm olsa.

Eskiyi o kadar çok özlüyorum ki, bazen hala eskideymişim gibi davranıyorum sonra eskide olmadığım gerçeği yüzüme böyle tokat gibi çarpıyor. Yeniden benimle ol, benim ol. Bu hayata dair bir umudum ol, yalvarırım. İki adım ötemdeyken her gece sesini dinleyeceğime söz verdim ben kendime. Sözümü tutmama izin ver. Geri dön...




Ben Kendime Ne Yaptım?

Karanlık odasında gözlerini tavana dikmiş öylece bakıyordu. Kafasının içindeki tüm sorular gün yüzüne çıktıkça kendini dış dünyadan soyutlam...