29 Mayıs 2014 Perşembe

Size Kendimden Bahsedeyim; Ben Mahvedenlerin Kitabı!

Doğru insanlar yanlış zamanlara mı aşık olmuştu ne? Yoksa neden bırakıp gitsinler ki geri de kalanları. Elbet bir bildikleri vardır.


Benim tek bildiğim şu sıra susmak. Ruhum bağırıp çağırsa da dilim varmıyor pek konuşmaya.
Dert yanmakta işime gelmiyor açıkçası, teselli duymak istemiyor gönlüm. Bakınız gönlüm diyorum kulaklarım değil. Söylenenler kulağımı değil yüreğimi yakan binlerce lüzumsuz sözden ibaret. Ağzı olan konuşuyor misali.
Gelip bana öğüt verenler, teselli etmeye çalışanları dinlemiş gibi yapmakta en büyük hobim oldu açıkçası. Alıştım bir kulağımdan girip öbür kulağımdan çıkan nasihatlara.
Benim acımı ben çekiyorum adı üstünde benim diyorum. Kimse anlayamaz ne hissettiğimi. Bu yüzden ne siz yorulun ne de ben.
Haklıyım diye düşünüyorum çünkü; ben başkasının acısını çekmiyorum, neler yaşadığını bilmiyorum. Bu yüzden sadece dinliyorum.
Dinlemek iyi geliyor kendimden pay biçiyorum.

Aslında konu şu an bu değil benim bu ara neler yaptığım hatta biz ona yapmadığım diyelim.
Bir insan 24 saatin 15 saatini sadece uyuyarak geçirir mi? Ben geçiriyorum en az iki haftadır böyle.
İnanın bana uyku hapları kullansam bu kadar uyuyamam. Uykudan kalktığımda başımda bir yük, hayır hayır ağrı değil yük diyorum. Onların hepsini taşıyorum.
Bir şeylerin birikimi gibi geliyor bana.
Huzursuzum. Düşünüyorum, nedenini bulmaya çalışıyorum, çalıştıkça düğüme bir daha düğüm atıyorum. İpler çözülmüyor.
Ayrıca her şeyi kafama takıyorum. Çok çabuk darılıyor, kırılıyorum. Hatta bazen durup dururken hıçkırarak ağlıyorum. Depresyona mı girdim acaba diye düşünüyorum bir de ona moralim bozuluyor gene ağlıyorum.
Kısacası sadece uyuyup, ağlıyorum.
Belki biraz dersleri gözden geçiriyorum. Evet sadece boş boş bakıyorum. Bazen okulda sınavdayken dalıp gidiyorum bir bakmışım sınava gireli 20 dakika olmuş ve benim önümde bomboş bir kağıt parçası duruyor. Sonra yapabildiğim kadar soruları yapıp çıkıyorum sınıftan. Sonra düşünüyorum bu çok saçma bildiğim konuyu nasıl yapamam sınavda? Tabi bu cümleyi sınavdan çıktıktan sonra söylüyorum, sınavda kafam basmıyor. Hücrelerim ele geçirilmiş durumda.
En yakın arkadaşımla bile konuşmak istemiyorum. Bazen sadece kaçıyorum insanlardan.
Gülüyorum ediyorum da bu sefer gerçekten kimse bilmiyor ne olduğunu, ben bile bilmiyorum onlar nasıl bilsin ki? Kimse farkında değil kötü olduğumun. Bense sadece ağlarken hissediyorum kötü olduğumu, onu sonunda fark ettim. Bugün otobüste ağlarken buldum kendimi. Sanki başka koltukta oturup izledim ağlamamı. Sanki başkası ağlıyordu karşımda. Canım acıdı işte o anda. Her şeyi anladım. Gene aşk acısı çekiyormuşum. Neyini çekiyorum ben bu acının anlamıyorum, çekilecek iş değil. Kimse kafasına takmıyor bu konuları. Ya neden ben böyleyim dedim neden takıyorum bu kadar. Oluruna bırak diyorum kendime, alışırsın nelere alışmadın ki sen diyorum.
Bir bakıyorum bunları söylerken gene sinirlerim bozulmuş ağlıyorum.
Bazen iç sesimi bile duyamıyorum ya ben.
Ruhum kendi kendine yorum yapıyor benim hakkımda ama ben ne yaptığını bilmiyorum.

Her şeyden bıkmışlığın zirvesinde sesleniyorum kendime; "Burada hiç umut yok".
Gene uğraşıyorum peste etmiyorum. Düştüğüm halde o zirvede kalkıp yeniden toparlanıyorum, sendelesem de kalkıyorum. Sonunda diyorum gücüm geldi yeniden, bir bakıyorum aradan üç gün geçmiş sil baştan. Hep kısır döngü bunlar.
Gecenin bir köründe uyanıyorum etrafıma bakıp, dönüp hiçbir şey olmamış gibi yatıyorum lakin huzursuz yatıyorum. Ne uyuduğumdan ne kalktığımdan anlıyorum.
Onu ilk gördüğümde ne haddime demiştim içimden. Bu seferde diyorum ki ne haddine senin aşk acısı. Hiçbir şeyi beceremediğin gibi bunuda eline yüzüne bulaştırdın diyorum.
Ama sakinliğimi her zaman koruyorum. Bağırıp çağırmıyorum. Kimseyi terslemiyorum. Aslında güçlüyüm de kendime belli etmiyorum. Belli edersem bırakırım tüm ipleri.
Kalbim şimdilerde dört tarafı çevrilmiş mutsuzluk adası.
Sonunda da "Neyse hayırlısı buymuş" deyip geçiyorum.




Hiç yorum yok:

Ben Kendime Ne Yaptım?

Karanlık odasında gözlerini tavana dikmiş öylece bakıyordu. Kafasının içindeki tüm sorular gün yüzüne çıktıkça kendini dış dünyadan soyutlam...