Saatlerce oturduğu masasından kalktı ve perdesini yukarıya kaldırıp camını açtı. Derin bir nefes alıp oh çekti "dünya varmış." Biraz dışarıyı seyretmek istemişti, saatlerdir aynı masada oturup ne yazmalıyım diye düşünmekten sıkılmıştı. Yanında duran çöp kovasına baktı, kağıt parçalarıyla dolmuş taşmıştı. Yazdıklarını yeniden düşünüp sinirlenmişti. "Neden bunları yapıp kendime acı veriyorum." diye söylenerek masasında duran çakmağını eline aldı ve son kalan sigarasına baktı. "Boş versene" dedi "Neye yarayacak sanki?." Elindeki çakmağıyla beraber yatağına oturdu, odasının içinde ki tüm eşyaları gözden geçirdi. Bir yandan da çakmağıyla oynamaya devam etti. Bembeyazdı odası, içini karartan da belki buydu. Bir anda yerinden sıçradı, parmağını yakmıştı. Düşüncelere o kadar dalmıştı ki acısını bile hafife almıştı. Parmağına baktı "üflesem geçecek misin sanki?" dedi. Çakmağını yatağının yanında duran kitaplığına fırlattı ve yorganın altına gömülüp ağlamaya başladı. Ağlamasının nedeni ne parmağını yakmasıydı ne de yazı yazamamasıydı. Tek düşüncesi o adamdı, rüyalarından hiç çıkmayan o adamdı. "Bir zamanlar bir yabancı vardı." derin bir nefes aldı "Benim en iyi tanıdığım yabancı." gözlerinde ki yaşları sildi. "Yeniden getirin onu bana ne olur." diyerek gözlerini yumdu. "Rüya da bile olsa yeter." deyip uyuya kaldı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ben Kendime Ne Yaptım?
Karanlık odasında gözlerini tavana dikmiş öylece bakıyordu. Kafasının içindeki tüm sorular gün yüzüne çıktıkça kendini dış dünyadan soyutlam...

-
Kağıtların arasında kayboluyordu kadın. Elleri sevdiği adamın elleriyle değil mürekkeple buluşuyordu. Gözleri doluyordu ama ağlamamak da ısr...
-
Bugün, bir sokağın anılardan bozma mermi olup göğsüme saplandığına şahit oldum. Sokaklardan, caddelerden onlarca insan geçti, ben oturdum ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder