Boğazımın düğümlendiği, gözlerimin dolduğu ve gelen sorulara her
zaman ki gibi cevap veremediğim o anlardan birindeydim gene. İç sesim,
beynimdeki tüm hücreler onun adıyla çınlıyordu. Sesi, gülüşü, bakışı, mimikleri
gözümün önünden geçerken fazlasıyla özlediğimi ve kendimden kaçtığımı fark
ettim. Evet kendimden kaçıyordum çünkü, başa sarıp aynı olaylarla karşı karşıya
kalmaya fazla gücüm yoktu. Çünkü eskisi gibi değildim, çabalayamazdım. Aylardır
görmüyordum, görmediğim halde adını duyarken böyle oluyorsam gördüğümde ne
yaparım bilmiyorum. Kendimi başka şeylere inandırmaya çalışırken tüm sonuçlarda
her zaman karşıma çıkıyor ve yeniden aynı şeyleri tekrar tekrar hatırlamama
sebep oluyordu. Onsuz yapamadığımı herkes bilirken ben bir şekilde yürütmeye
çalışıyordum. O benim her şeyimdi ve o gidince tüm varlığımı kaybetmiştim.
Büyük bir boşluğa düştüm. Beni boşluktan kurtarmaya çalışan tüm eller yeniden
beni o boşluğa itti sanki.
Her seferinde aynı duyguları yaşayarak yazıyorum. Sevgim bir
gram dahi eksilmedi bilakis kat kat arttı. O varlığıyla, yokluğuyla beni mutlu
eden, huzur bulduran tek adamken benim onu unutmam kolay olmayacak biliyorum.
Bu arada adımı senin sesinden duymayı özledim, bilene.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder