30 Haziran 2015 Salı

B A M B A Ş K A

Acele etme,
ben daha yeniyim bu yaralarda.
Dur biraz daha, gitmek yakışmaz sana.
Gidenleri kovalamak gereksiz,
bilirim...
Çoktan o yola karar verilmiştir,
anlatır bana hislerim.
Biz o yolları kapamak için
papatyaları sereriz önüne, bilirsin.
Tek tek koparırız yapraklarını,
yeter ki sevsin.

Ne olurdu sanki yeniden dünyaya
gelseydik.
Bambaşka hayatlara,
gömülseydik...




25 Haziran 2015 Perşembe

Bavullu Yol

Sana ait olan her şeyi çıkardım bavuldan.
Şimdi teker teker dokun
tüm yaralarıma.
Acılarımı ve seni saklıyordum
o koca bavulda.
Aylar hatta yıllar geçti,
bir ben geçemedim senden.
Ellerimi tuttuğun o caddeden, sokaktan.
Titredi dizlerim.
Bakıp bakıp ağladım
yine ve yine...
Yüzüne bakamadım,
beni yabancıymışım gibi görmene dayanamadım.
Konuşmak istedim, tutuldu dilim.
O zaman anladım işte,
artık benim değildin...






Susmak ve Uyumak İçin Yaratılan Beden

Saatlerce oturduğu masasından kalktı ve perdesini yukarıya kaldırıp camını açtı. Derin bir nefes alıp oh çekti "dünya varmış." Biraz dışarıyı seyretmek istemişti, saatlerdir aynı masada oturup ne yazmalıyım diye düşünmekten sıkılmıştı. Yanında duran çöp kovasına baktı, kağıt parçalarıyla dolmuş taşmıştı. Yazdıklarını yeniden düşünüp sinirlenmişti. "Neden bunları yapıp kendime acı veriyorum." diye söylenerek masasında duran çakmağını eline aldı ve son kalan sigarasına baktı. "Boş versene" dedi "Neye yarayacak sanki?." Elindeki çakmağıyla beraber yatağına oturdu, odasının içinde ki tüm eşyaları gözden geçirdi. Bir yandan da çakmağıyla oynamaya devam etti. Bembeyazdı odası, içini karartan da belki buydu. Bir anda yerinden sıçradı, parmağını yakmıştı. Düşüncelere o kadar dalmıştı ki acısını bile hafife almıştı. Parmağına baktı "üflesem geçecek misin sanki?" dedi. Çakmağını yatağının yanında duran kitaplığına fırlattı ve yorganın altına gömülüp ağlamaya başladı. Ağlamasının nedeni ne parmağını yakmasıydı ne de yazı yazamamasıydı. Tek düşüncesi o adamdı, rüyalarından hiç çıkmayan o adamdı. "Bir zamanlar bir yabancı vardı." derin bir nefes aldı "Benim en iyi tanıdığım yabancı." gözlerinde ki yaşları sildi. "Yeniden getirin onu bana ne olur." diyerek gözlerini yumdu. "Rüya da bile olsa yeter." deyip uyuya kaldı.



19 Haziran 2015 Cuma

Hangi Sebep?

Güneş yüzünü göstermiyor, her gün yağmur yağıyor. Kuşlar ötmüyor, sevdiğim çiçekler bile açmıyor artık. Sen yanımdayken de böyle miydi hayat?

Yoksun işte, biliyorum. Hayat en acı yüzünü vuruyor yüreğime. Bakıp kalıyorum. Yastığım ıslanıyor her gece, sabaha kadar kurumuyor. Çaresi yok, bu yoksulluğun... Sensizliğin ve sessizliğin...
Dört duvar arasında sıkışmış bir beden gökyüzüne taşınan bir ruh ile birlikteyim. Düşünüp düşünüp gülümsemelerin içindeyim, unutamam hiçbirini hatıralar eskimiyor.

Apayrı yolların insanlarıyız biz şimdi. Tanımadığımız yerlerdeyiz fakat yaşanmışlıklar silinmiyor.

Peki hangi sebep döndürebilir ikimizi bu yoldan?




16 Haziran 2015 Salı

Bir Hadise Var

Zaten çıkmaz sokaktaydım onun bile sonu geldi. Nerede olduğumu ve nereye gideceğimi bilmiyorum. Kalbimde depremler oluyor, bir daha yıkılıyorum. Yalnızlık bana müebbetmiş gibi ben ise içinde çaresiz mahkumuyum. Kaçmak için elimden geleni yapıyorum ama hayat buna izin vermiyor beni sarıp sarmalıyor. Ağlıyorum, herkesi sustururcasına ağlıyorum hiç kimse yardım etmiyor. Yaşanmışlıkları unutamıyorum, film şeritleri gözümün önünden bir bir dökülüyor. Bakıp kalıyorum, elimden bir şey gelmiyor. Düzeltmek için, kurtulmak için, unutmak için...
Yalvarıyorum, gene de durduramıyorum. Canımı yakmak için bin bir türlü oyun oynuyor bu insanlar. Kulaklarımı tıkıyorum, yanıma yaklaşıp fısıldıyorlar. Kendime yediremediğim onca şeyi yüzüme pat pat söylüyorlar, dostlarım bile. Nasıl olsa dost acı söyler deyip çekiliyorlar. Bunları duymamak için ölümü bile planlıyorum, ne fark edecekse. Sanki orada hatırlamayacakmışım gibi. Dua ediyorum acılar son bulsun gelsin veya yok olsun diye, Tanrı bile acı çekmemi, hesabımı ödememi istiyor.

Merak etmeyin, ödüyorum.



15 Haziran 2015 Pazartesi

Emanet Gülümsemeler

Emanet gülümsemelerin hepsi bende toplanmış. Ve birazdan kara bulutlar çökecek üstüne yavaş yavaş yağmur damlaları ile. Gürültüsüz olacak. Gidenlerin, özlemlerin, kalanların anısına yağacak. Kan akıtmayacak belki ama kalbi derinden yaralayacak.

Karanlık odanın içinde duvara yaslanıp bekleyeceğim biraz. Nefes alış verişim düzelsin diye. Aklıma bir şey gelecek ve kalemime koşacağım. Masamda duran o fotoğrafa bakıp gülümseyeceğim. Kendime gelmek için yüzümü yıkamaya kalkacağım. Göz torbalarım da ki şişliği görüp gene başlayacağım. Bu yağmur bitecek gibi değil deyip yatağıma uzanacağım. Yorganıma sarılıp camdan gökyüzünü izleyeceğim ve sabah ne olduğunu bile hatırlamayacağım.



2 Haziran 2015 Salı

Yalnızlığa Muhtacım

Ne zaman susmak istesem içimde çığlıklar kopar, ne zaman susmak istesem elimde kalem bulurum hep. Dayanamadıklarım birer mısra olur kağıtlara. Ellerime bulaşmış mürekkeptir benim hayatım. Paramparça olur yüreğim, gözyaşlarım nemlendirir yüzümü.

Güçsüzlükten değildir ağlamam. Yaralarım geçsin diyedir susmam. Hatırlamamak için dışarı çıkmam.

Yalnızlığımla baş başa kalmak içindir bütün mücadelem ve artık kimseye güvenemem.


1 Haziran 2015 Pazartesi

Mum Gibi

Mum gibi yavaş yavaş yandı içim. Bir süre sonra eridi ve bitti. Acısına alışmıştım halbuki devam edebilirdi. Canımın yanmasına rağmen ışığı vardı işte, ona sığınabilirdim. Şimdi karanlıktan korkarken ne yaparım ben?

Ama düşündükçe ağlarken de o mumu söndürüyordum.
Elbet bir gün bitecekti. Üflemesi yeterdi...



Umutsuzluk Biziz

Yaşadığımız her şeyi kendimize pay biçiyoruz, bir daha yapmamak üzere. Fakat yaptıklarımızdan hiçbir zaman pişman olmamak kaydıyla. Bir de her hikaye mutlu sonla bitmiyor tabi ki. Alışagelmiş acılarımızı belli etmemekle meyilliyiz, gözyaşlarımızla birlikte...
Çünkü kendimizden çok başkalarını düşünmekte ısrarcıyız. Dışarıya mutlu gözükmek için elimizden geleni yapıyoruz, büyük bir başarıyla. Ayağımıza yeniden batacağını bilsek de kalp kırıklarımızı halının altına süpürmekte de iyiyiz doğrusu. İçimizdekileri söyleyemedikçe biriktiriyoruz ve dolmamak için sabrediyoruz. Kalp kırmamak için kaçıyoruz. Yeni insanlarla tanışmaktan çekiniyoruz.
Çünkü biz umutsuz insanlarız...



Ben Kendime Ne Yaptım?

Karanlık odasında gözlerini tavana dikmiş öylece bakıyordu. Kafasının içindeki tüm sorular gün yüzüne çıktıkça kendini dış dünyadan soyutlam...