27 Ocak 2015 Salı

Rüyalarda Buluşuruz O Zaman

Rüyalarımda dahi özlüyorum ben seni.
 Kokunu doya doya içime çekiyorum, "Buradayım hep yanındayım." diyorsun sımsıkı sarılarak. İkimizde sessizce ağlıyoruz. Ben gerçek olmadığı için sen ise yeniden gideceğin için. Ama o anı bozmak istemiyoruz. Saçlarımla oynuyorsun önceden yaptığın gibi, o kadar sessiziz ki ölümün sessizliğini anlatıyor bu bana. "Gülüşlerine aşığım sevgilim." diyorum. Buruk bir gülümseme sergiliyorsun bana, içten olmayan, hüzünlerini içinde saklayıp bana belli etmemeye çalışan bir gülümseme. Ama ben senin her bakışından anlıyorum neler olduğunu, sadece sormaya korkuyorum. Çünkü cevabını biliyorum, bu canımı fazlasıyla yakarken bir de senden duymak istemiyorum. Dönüp gözlerimin içine bakıyorsun, iç çekip her zamanki gibi susuyorsun. İçimden yalvarırım konuş, bir şey söyle bir umut ver desem de dile dökemiyorum bunları, konu sen olunca tüm cesaretim ikiye bölünüyor.
"Sen benim nefesimsin." deyip yanımdan kalkıyorsun. Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum ama gene ölüm sessizliği bürüyor etrafımızı. Bana arkanı dönmeden yürümeye başlıyorsun. Ve bir anda kayboluyorsun. En son gördüğüm o gülüşünü unutamıyorum...

Uyandığımda bir yandan ağlıyor bir yandan da kokunu doyasıya içime çektiğim için gülümsüyorum. Ama ne yazık ki gerçek hayata dönmenin iğrençliğini yaşıyorum. Her şey anlamsız sıradan bir güne dönüşüyor ve ben hazırlanıp evden çıkıyorum.





20 Ocak 2015 Salı

Sanırım o da seni çok seviyor

Sana yokluğunu anlatsam oturur karşımda içer içer ağlarsın. Kalbin beni öyle yersiz yurtsuz kılmıştı ki, kendimi çölün ortasında bir yağmur bulutu hissetmiştim. Sen benim akşamüstü iç çekişlerimdin. Senin bana verdiğin güvenle yürürdüm şehrin tüm sokaklarını. Gözlerine baktığım zaman benim cenazemi kaldırırlardı. Sen başkaydın, bambaşkaydın.

Benim unutamayacağım beynime kazınmış sözlerin varken sen gelmiş nasıl beni unut diyebilirsin aklım almıyor? Ben seni unutmak için sevmedim ki. Bunca acıda işte senin gözlerin, sözlerin için. Ben senin gölgene bile aşığım. Bana unut diyemezsin, ben bunu sindiremem adam. Ben seni insanlara anlatırken korktum hep. Ya seni severlerse diye ve hep bu korkuyla yaşadım.


Annemde benimle ağlıyor. Sanırım o da seni çok seviyor.



19 Ocak 2015 Pazartesi

Ondan Bana Tek Kalan Hep Kara Sevda Olacak

Sonumuzun hiç bu şekilde olacağını düşünmezdim. Biz mutluyduk, fazlasıyla. “Bir masal her zaman kötü başlar ve mutlu sonla biter” tabirine inanmıyorum ben. Bizim masalımız mutlu başlayıp kötü son buldu. Evet benim için masal gibiydi, bir rüyanın gerçek olabileceği kadar güzeldi.

O giderken arkasından bakıp kaldım sadece. Ne gitme diyebildim ne de ağlayabildim. Hayatım orda son buldu sanki. Kendi ölümümü gördüm ben. Bu ne kadar acı bilemezsiniz. Ölüden tek bir farkım, ruhumun bedenimde olmasıydı. O gittikten sonra 21 gramın benim içinse hiçbir önemi yoktu artık.

Ağladığımda susturup alnımdan öpen, güldüğümde iç çekerek beni izleyen, şımarıklıklarıma dayanan ve beni koruyup kollayan adam gitmişti hayatımdan. Ve ben bu yaptıklarına o kadar alışmıştım ki…

Ondan sonra yaşamak anlamsızdı.





14 Ocak 2015 Çarşamba

Ve dahası...

Bir an hayatın durduğunu, insanların donup kaldığını gördüm. Sadece biz vardık. İkimiz. Bir nefes kadar uzağımdaydı. Yüz hatlarına bakınca düşünebildiğim tek şey ne kadar güzel olduğuydu. Ve benim için bir o kadar da ölüm olduğu.


Gözlerimiz buluştuğu anda istemsizce gözlerimi onun gözlerinden kaçırmıştım. İşte hayat olduğu yerden devam ediyordu, benim haricimde. Bakışlarımı tekrar ona çevirdiğimde bana hala baktığını fark ettim. 

Düşüncelerim bir kafesin içinde sıkışmış çırpınıyorlardı. Tek bir gülüşün başımı döndürdüğü ayrı bir gerçekti.
İnsan hiç konuşmadığı, tanımadığı birine sarılmak ister miydi? Ben ona sımsıkı sarılmak istemiştim. Gözlerinin içine bakarak gülüşlerini, mimiklerini milim milim incelemek…

Ve dahası…





9 Ocak 2015 Cuma

Beni Affet

2:05
1,2,3,4,5-
Sakin ol... Sakin ol...   
Derin derin nefes al. Hadi yapabilirsin. 
Sadece kötü bi rüyaydı geçti. 

2:17
Düşüncelerim beni ele geçiyor ve ben her zaman ki gibi fotoğraflarına sığınıyorum. 

2.26
Kendime inanamıyorum. Şuan cansız bedenine bakıp seni sana anlatıyorum. Lanet olsun! Keşke bunu gerçekten yapabilsem!

2:35
Tüm sessizliğimi hıçkırıklarım bozuyor. Dayanamıyorum,  nefesimin kesildiğini hissediyorum, canım yanıyor. Yokluğunu değil varlığını istiyorum. Sesini ve ellerini.

2:41
Odanın sessizliğini dinliyorum. Kafayı yemiş olamam sanırım? Sesin kulaklarımda çınlıyor. Bu gerçek olmalı buna dayanamıyorum.

2:54
Elime kalem ve kağıdımı aldım yeniden tek tek satırlara dökmem lazım seni. Bu hıçkırıklarımın seni yazmadan susacağı yok.


Her şey için üzgünüm, tüm hatalarıma karşın beni affet...



"Bizim gibi aşklar kolay bulunmuyor, saklayacağım seni bu yüzden."








Kadın ne olursa olsun adamı bekleyeceğine söz vermişti kendi kendine. Peki ya adam? Adam gelecek miydi sahiden? Yoksa her zaman ki gibi bir uğrayıp gidecek miydi?

Kadın bir tek kalbinden uğurlayamadığı adamı unutacak mıydı? Adam kadının saçlarını özleyecek miydi? Her telini tekrar tekrar öpmek isteyecek miydi? Birbirlerinin gözlerinin içine bakıp sevdiklerini söyleyebilecekler miydi?

Kadın adamın gülüşlerine aşık olmuştu. Yaşı ne olursa olsun o kadar masum ve çocukça gülüyordu ki adam, kadın o gülüşleri taparcasına izliyordu.
Adam kadının gözlerine aşıktı. Derin maviliklerinde kayboluyor, gökyüzü kadar huzur buluyordu.



Ne adam kadına güldüğü gibi güldü bir başkasına, ne de kadın adama baktığı gibi bakabildi bir daha…




8 Ocak 2015 Perşembe

Hayatımın dönüp noktasında yanımda olan kardeşe ithafen

Bunu okurken gülmeni istiyorum çünkü duygusala bağlayıp ağlayacağını biliyorum.


Kardeş olmanız için aynı kanı taşımanız gerekmiyor. Anne ve babanızın aynı olması gerekmiyor demedim çünkü; annesini öz annem babasını öz babam diye sahiplendim. Öyle bir arkadaşlık ki bu canımı tereddüt etmeden verebilirim. İyi günümde demiyorum o benim hep kötü günlerimde yanımdaydı. İyi günlerinde yanında olan arkadaştan ne bekleyebilirsin ki? Menfaat üstüne kurulmuş bir arkadaşlık mesela? O eskidendi, yanımda hep öyle insanlar barındırmışım. Şimdi daha iyi anlıyorum dostluğun kavramını. Benim canım yandığında canı yanan, ağladığımda beni susturup kendisi ağlayan, mutluluğum da benden daha çok sevinip havalara uçan bir insandan bahsediyorum ben. Bir sır verdiysem bunu kimseye söyleme dememe gerek kalmadan “mezara kadar gidecek bu benimle” diyen bir arkadaş bu. Kaş göz işaretlerimden her şeyi anlayan, bir durum olduğunda ben konuşmadan, benden önce olaya atlayan “yeter ki sen huzurlu ol” deyip gülümseyen bir kardeşten bahsediyorum ben.


Her zaman çok şansız olduğumu dile getirirken bu konuda Allaha binlerce kez şükrediyorum. Çünkü o olmasaydı yaşadıklarımın hiçbirini atlamazdım. O kesinlikle hayatımda “İYİ Kİ VAR.” 



Ve her gece "sabret" diye, saçlarımda dolaşan Tanrı'nın elleridir

Ayrılık beni, seni, bizi ve birçok şeyi aldı benden. Sustum, içime akıttım acılarımı. Sessiz ağladım. Canım yandı söyleyemedim. Kim demiş her insan bir kere ölür diye, biz böyle gecelerde, defalarca öldük, defalarca kez toprağa gömdük umutlarımızı. Düşünmek acıtıyor. Bir kez daha gülmeyeceğini, sarılmayacağını, öpmeyeceğini ve belki de konuşamayacağımızı düşünmek acıtıyor. Ve yokluğun sevgili, bir yandan üşütüp, bir yandan yakıp, yıkıyor beni.

Zamanın bile unutturamayacağı acılar var yüreğimde. En basitinden aynı yolda yürüdüğümüz o küçücük anıyı bile unutamıyorum. Sen çoktan hafızandan silmişken beni, ben unutamıyorum. Hiçbirini. Gelmeyeceğini biliyorum adam, sadece kabullenemiyorum. Ben böylesine yüreğime işleyeceğini tahmin edemedim ki; baktığım her yerde seni göreceğimi, birden hayatımın tümü olabileceğini bilemedim. Senin sayende ayakta dururdum ben adam, hayatıma girdiğinden bu yana ilk defa güçlü kadın olmuştum. Gücümdün sen benim, ayakta kalma nedenimdin. Şimdi söyle bana ne yapmalıyım?


5 Ocak 2015 Pazartesi

Ayrılıklar Düşü

Sen gidince benden kalbim kurudu, bin demlik çay unutuldu. Geriye bir kuşlar kaldı, onlarda konuşmadı. Otobüs geçti, 3 kent içimden göçtü gitti. Ama ben gidemedim. Olduğum yerde sayıp durdum. Eskiyi o kadar çok özlüyorum ki, bazen hala eskideymişim gibi davranıyorum sonra eskide olmadığım gerçeği yüzüme böyle tokat gibi çarpıyor. Özlemeye bile hakkım yokmuş gibi sadece susup kalıyorum.

Konuşmuyor baktığım duvar, ses vermiyor karanlık. Hiçliğim oldun vessalam. Yaşamaya hakkım olan onca şeyden uzak kalıyorum. Gittikçe tükeniyorum diyemem, tükendim. Öyle bir acı ki bu zaman bile sızlıyor. İlk ayrıldığımız gün midem yanıyordu, kalbimde akıl edemediğim bir sancı ve boş bakıyordu etrafa gözlerim, ben hala o duyguların içindeyim. Yürek acısıydı işte başka hangi acı yerini alabilirdi ki?

Bu gecelik bu kadar acı yeter. Şimdi ayrılıklar düşüne dalıyoruz. Neyse ki anılar hala taze.





3 Ocak 2015 Cumartesi

Kördüğüm

Boğazımın düğümlendiği, gözlerimin dolduğu ve gelen sorulara her zaman ki gibi cevap veremediğim o anlardan birindeydim gene. İç sesim, beynimdeki tüm hücreler onun adıyla çınlıyordu. Sesi, gülüşü, bakışı, mimikleri gözümün önünden geçerken fazlasıyla özlediğimi ve kendimden kaçtığımı fark ettim. Evet kendimden kaçıyordum çünkü, başa sarıp aynı olaylarla karşı karşıya kalmaya fazla gücüm yoktu. Çünkü eskisi gibi değildim, çabalayamazdım. Aylardır görmüyordum, görmediğim halde adını duyarken böyle oluyorsam gördüğümde ne yaparım bilmiyorum. Kendimi başka şeylere inandırmaya çalışırken tüm sonuçlarda her zaman karşıma çıkıyor ve yeniden aynı şeyleri tekrar tekrar hatırlamama sebep oluyordu. Onsuz yapamadığımı herkes bilirken ben bir şekilde yürütmeye çalışıyordum. O benim her şeyimdi ve o gidince tüm varlığımı kaybetmiştim. Büyük bir boşluğa düştüm. Beni boşluktan kurtarmaya çalışan tüm eller yeniden beni o boşluğa itti sanki.

Her seferinde aynı duyguları yaşayarak yazıyorum. Sevgim bir gram dahi eksilmedi bilakis kat kat arttı. O varlığıyla, yokluğuyla beni mutlu eden, huzur bulduran tek adamken benim onu unutmam kolay olmayacak biliyorum.


Bu arada adımı senin sesinden duymayı özledim, bilene.



Ben Kendime Ne Yaptım?

Karanlık odasında gözlerini tavana dikmiş öylece bakıyordu. Kafasının içindeki tüm sorular gün yüzüne çıktıkça kendini dış dünyadan soyutlam...